kitabeler.gif

Galata Kulesi Kapı Kitâbesi

Galata-Kitabe-800.jpg

Kapı Kitâbesi:

Nizâm-ü dîn-ü devlet hazret-i Sultan Mahmûd Hân
Kıyâm-ı mülk-ü millet kehf-ü abd sâye-i yezdân
Âli himmetdir ol şehinşâh dil-i âgâhın
Eder sa’at be-sa’at an be-an dünyayı abadân

Bu kule ezkazâ yanmışdı yapdı eskiden âlâ
Görüb bağrı yanıklar eylemiş şevkle yâ ihsân
Bu kule zînet-i şehri Sitanbul olsa şâyeste
Menâr-ı kule-i ikbâl-ü şevketdinlese hem şâyân

Buna ref’at veren bu rütbe-i feyz-ü istikâketdir
Olur ibret-i şânasan irtifa’ bâmına seyran
Bu kule şeş-i kâfa sezâdır olsa harf endâze
Ânın fihrüne se anka bunun şehnişindür

Cihânı sâye-i lütfunda kılsun ser-te ser ma’mur
Dil-i hasedden özge kalmasun hiç galebe-i vîrân
Sezâ pîr-ü nev güherle olunsa senin târihini
Bu kule pek metîn oldu pek âlâ yapdı Mahmûd Hân
1248

 

Kitâbenin Günümüz Türkçesi ile Anlamı:

Dini ve devleti düzenleyen Sultan Mahmud Han hazretleri
Memleketi ve milleti ayakta tutup, sığınılan ve Allah’ın sayesinde imar eden
Himmeti yüksektir o gönlü açık şahlar şâhının
Saatden saate, her an dünyayı imar eder

Bu kule kaza eseri yanmıştı, eskisinden güzel yaptı
Acı çekenler görüp neşeyle bu lütfu
Bu kule İstanbul şehrihih süsü olsa uygundur
Kulenin nurlu talihi kudretini dinlese yaraşır

Buna merhamet eden mübarek rütbe yolundadır
İbretle över yüksek damını seyredenler
Harfler ölçü olsa bu kule beş kaf ölçüsündedir
Onun taşı beş Ankâ kuşu değeri kadardır

Lütfun sayesinde dünya baştan başa imar edilsin
Gönlün kıskançlıkta kalmısın hiç, kalbin gamlı
Yeni cevherle dolu olsa senin tarihin uygundur
Bu kule çok sağlam oldu, çok güzel yaptı Mahmud Han

1832

 

Galata-VG-1.jpg

Galata Kulesi'nin günümüzdeki görünümü.

1854, Galata Kulesi ve çevresi James Robertson.jpg

Galata Kulesi'nin 1857 yılında James Robertson tarafından çekilmiş bir fotografı.

Galata Kulesi

Prof. Celâl Esat Arseven tarafından yazılıp 1910 yılında basılmış olan
"Eski İstanbul Abideleri ve Yapıları"
kitabındaki Galata Kulesi ile ilgili bölüm

"..... Galata Kulesi Cenevizler tarafından Galata surları yapıldığı sırada yapılmıştır. Kulenin esas şekli her ne kadar şimdiki gibi ise de üst kısmı birçok kez değişmiştir. Kulenin duvarları çok kalın olup bu duvarların kalınlığı içinde 146 basamaklı taş merdiven ile yukarıya çıkılır. Merdivenler kulenin ortasına yapılmış beş adet ahşap sahanlıklara sonlandırılır ve oradan diğer merdiven başlar.
Bizans zamanında kulenin üzerinde bir haç vardı. 1794 yılında olşan bir yangında kulenin külahı yanmış ve daha sonra Sultan Selim zamanında tamir edildiği halde 1824’de tekrar yanmış ve Sultan Mahmud zamanında da tekrar onarılmıştır. Kulenin eski çatısı şimdikine benzemiyordu. Gerek (Melling)’in eserinde ve gerekse bundan bir yüzyıl sonra yapılmış resimlerde bu kulenin külahı Orta Çağ kuleleri gibi sivri olup kulenin dört tarafında çıkıntılı köşkler bulunduğu gösterilmektedir.
Bu kule günümüzde yangın köşklülerinin (*) yangın gözlemlemelerine ayrılmıştır. ……."

(*) Yangın Köşklüsü: Yangın kulesinde nöbet tutup, yangın olduğunda haber veren görevli.

Galata-VG-2.jpg

Galata Kulesi'nin diğer bir görünümü.

Kolağası (Önyüzbaşı) Mehmed Ra'if tarafından yazılıp 1898 yılında basılmış olan
"Mirât-ı İstanbul (İstanbul'un Aynası)"
kitabındaki Galata Kulesi ile ilgili bölüm

"Galata Kulesi

Galata Kulesi, Doğu Roma İmparatorlarından [Flavius Anastasius Augustus (I. Anastasius Dicorus)] tarafından gemilerin limana giriş ve çıkışlarını kolaylaştırmak amacıyla inşa edilen bir tür fener kulesi olması için yaptırılmıştır. İlk başlarda küçük bir kule olarak yaptırılmış olan bu yapıyı 850 yılında eski Finikeliler gibi her tarafta ticaret yerleri bulunan Cenevizliler [*] genişletmişlerdir. Sonradan mekânı cennet olsun Sultan Üçüncü Selim Ha'ın padişahlığı zamanında bazı değişiklikler yapılarak ve genişletilerek tamir edilmiştir. Üst kısmının günümüzde görülen şekle dönüştürüldüğü de bilinmektedir.

[*] Bunlar aslen (Cenovalı) olup halk arasında şekli bozularak bu hale getirilmiştir.

Galata Kulesi, kırk metre yüksekliğinde, kaba ve yüksekliğiyle genişliği uyumsuz bir yapıdır. Yapıldığı sırtın yüksekliği dikkate alınırsa zirvesi 150 metredir. Bu durumda bu kule yüz elli metrelik bir uzaklıktan denize hakimdir. İçerisinde mazgal deliklerinden başka hiç bir delik bulunmamakta, tüm çevresi yüksekliğinin üçte birinden itibâren üst üste olmak üzere iki sıra pencerelerle kaplanmıştır. Pencerelerin altısı büyük olup alt-üst, ikisi de küçük olup üst katdadır.
Kulenin beden duvarlarının üzerinde biraz içerlek olmak üzere gene kârgir olarak inşâ edilmiş bir kat vardır ve büyük bir salon hâlindedir. Burada on dört tane büyük pencere vardır. Pencerelerin genişlik ve yüksekliği içeriden az ve dışarıdan çok olduğundan ve kemeri yarım dâire şeklinde bulunduğundan gösterdiği manzara hem hoş ve hem de sempatiktir. Bu kısmın yüksekliği dört metredir. Bu kısmın üzerinde ahşap olarak yapılmış iki kat daha vardır ki bunlar, biri birinden küçük olup sekizgen şeklinde yüzeyli olup her yüzeyde bir pencere vardır. Yükseklikleri üçer metre olan bu katların en yüksek kısmına bir direk dikilmiştir. Günümüzde resmi günler ve Cuma günleri buraya Osmanlı sancağı çekildiği gibi bazen Tersâne-i Âmire ile haberleşmek için işaret gerektiğinde işaret bayrakları asılmaktadır.
Kulenin büyük boş bir silindire benzeyen içine, güney tarafında açılmış olan dar bir kapıdan girilir. Bu kapıya dışarıdan on basamaklı bir merdiven aracılığıyla çıkılır. İçeride beş adet ahşap merdiveni vardır. Bu merdivenler, kulenin sağ tarafında olup biri biri üzerine sallandırılmış bulunan sahanlıklara bağlanmıştır. Merdiven helezon (sarmal) biçimde kule içinin sadece üçte birinde çevrenir. Bu nedenle merdivenlerin birinden diğerine geçmek için sahanlıkları dolaşmak gerekir. Bu sahanlıklardın biri eksilecek olursa yukarı kat ile aşağıdaki arasındaki bağlantı tümüyle kesilir. Bu nedenle merdivenler beş kata bölünmüş olup doksan altı basamaktan oluşur. Birinci kata taş merdiven aracılığıyla çıkılır. Yangın yerini belirleyecek ve haber verecek memur olan nöbetciye ayrılan salona girmek için bir kaç ufak merdiven daha vardır. Bu salona ulaşmak için toplam olarak 141 basamak çıkmak gerekmektedir.
Yangın nöbetcisine ayrılmış olan salonun çevresi yüksekçe bir döşeme tahtasıyla çevrilmiştir. Salonun ortasında kırk basamaklı helezon bir merdiven vardır ve en üst katta son bulur. Burada eskiden Ayasofya câmisinden getirilmiş olan bir saat vardır. Tümüyle boş duran bu katın görevi, ziyaretçileri çevresi demir parmaklıkla çevrili olan koridora ulaştırmaktan ibaretdir. Ortadan yirmi bir adımlık helezon şeklinde bir merdivenle güvercinliğe benzeyen köşke ulaşılır. Ancak buraya çıkmak için nöbetçilerin izni yoktur. Çıkılsa bile rüzgarın kuvveti insanı huzursuz eder ve inmek zorunda kalınır.
İstanbul’un genel manzarası büyük salondan seyir ve izlemebilmektedir.
On dört pencere ile donatılmış bulunan bu salondan seyredilen doğanın hayret verici tablosunun bir benzeri, değil dünyada görülemediği gibi, belki hayal dahi edilemez. Saatlerce, günlerce seyre dalan gözler, her zaman bin türlü güzellik ve hârika karşısında mest olur. Muhteşem doğanın câzibesini doya doya izlemeye uygun olan bu salonun pencereleri içine birer sandalye konulmuştur ki böylece insan rahatsız olmadan çevreyi seyrederek lezzet duyar.
On dört pencereden her birinin kendine özgü manzarası ve hoşluğu vardır. ………
"

 

Galata Kulesi. 1890 Yılları.jpg

Galata Kulesi. 1890 Yılları.

Vasilaki Kargodpula-1875.jpg

Vasilaki Kargodpula tarafından 1875 yılında çekilmiş bir fotograf. Büyük Hendek caddesinden Galata Kulesi'nin görünüşü.

 _______________________________________________________________________________________

Mihrişan Vâlide Sultan Çeşmesi Kitâbesi

Şehzade Mustafa Çeşmesi Kitâbesi

Hacı Selim Ağa Kütüphanesi Kitâbesi

Sultan Üçüncü Selim Çeşmesi Kitabesi

 Yûşâ Camisi ve Türbesinin Kitabeleri

 Selimiye Kışlası Kapılarının Kitâbeleri-5 

Selimiye Kışlası Kapılarının Kitâbeleri-4 

Selimiye Kışlası Kapılarının Kitâbeleri-3 

Selimiye Kışlası Kapılarının Kitâbeleri-2   

Selimiye Kışlası Kapılarının Kitâbeleri-1

   Mihrişah Valide Sultan Meydan Çeşmesi Kitâbesi

 Sultan Üçüncü Mustafa (İskele) Camisi Kitabesi

 Nusretiye Camisi Muvakkıthanesisi Kitabesi

  Nusretiye Camisi Sebili Kitabesi

  Teşvîkiye Câmi-i Avlusundaki Nişan Taşları Kitâbeleri

  Miskinler Tekkesi Çeşmesi Kitâbesi

  Yeni Valde Camii Kitâbeleri

  Teşvikiye Camii Kitâbeleri

  Bostancı Derbendî Namazgâhı Çeşmesi Kitâbesi

  Küçük Selimiye Camii (Çiçekçi Camii) Kitâbesi 

  Haydarpaşa Sultan Abdülhamid Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kitâbesi

  Emirgân Meydan Çeşmesi Kitâbeleri,   Sadeddin Efendi Çeşmesi Kitâbesi

  Karaca Ahmed Sebili ve Türbesi Kitâbesi,   Rıza Paşa Çeşmesi Kitâbesi.

  Hekimoğlu Ali Paşa Çeşmesi ve Kitâbesi,    Ayrılık Çeşmesi Kitâbesi

   Hacı Beşir Ağa Sütun Çeşmesi Kitâbesi,   Zevkî Kadın Çeşmesi Kitâbesi,

   Çinili Cami Cümle Kapısı,   Eyüp Sultan Türbesi Dış Duvarındaki Kitâbe,   Topkapı Sarayı Kubbealtı,

   Başkadın Meydan Çeşmesi,   Cihangir Camii,   Azap Kapısı Camii Kitâbesi,   Baba-Oğul Çeşmesi Kitâbesi,

   Karaki Hüseyin Ağa Camii,   Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Medresesi Mescidi,

   Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Medresesi,   Molla Aşkî Camii Kitâbesi,   Mahmud Paşa Camii Kitâbesi,

   Davud Paşa Camii Kitâbesi,   Mahmud Paşa Camii Cümle Kapısı İki Yanındaki Kitâbeler,

   Gülnûş Emetullah Vâlide Sultan Duvar Çeşmesi,   Ayazma Camii Çeşmesi    Mîmar Sinan Türbesi,

   Bursa Tekkesi (Arpacılar) Camii Kitâbesi,   Şemsi Paşa Camii Kitâbesi


vg_bilgisayarda.jpg

kitabeler_kucuk.gif

Bu bölümde çeşitli Osmanlı devri kitabelerinden örnekler sunulacaktır.
Bu kitabelerin bazılarının okunuşlarını da ayrıca vermekteyiz.
Hatalı okumalarımız olursa iletişim sayfamızdaki e-posta adresinden bilgi vermenizi önemli rica ederiz. Ayrıca, kitabelerin bulunduğu Osmanlı eseri hakkında da bilgiler verilecektir. Bu sayfamızda İstanbul'un kaybolan camileri hakkında da bilgiler vermekteyiz.


© 2011-2016 | H.Veysel Güleryüz