Galata Kulesi'nin günümüzdeki görünümü.
Galata Kulesi'nin 1857 yılında James Robertson tarafından çekilmiş bir fotografı.
Prof. Celâl Esat Arseven tarafından yazılıp 1910 yılında basılmış olan
"Eski İstanbul Abideleri ve Yapıları" kitabındaki Galata Kulesi ile ilgili bölüm
"..... Galata Kulesi Cenevizler tarafından Galata surları yapıldığı sırada yapılmıştır. Kulenin esas şekli her ne kadar şimdiki gibi ise de üst kısmı birçok kez değişmiştir. Kulenin duvarları çok kalın olup bu duvarların kalınlığı içinde 146 basamaklı taş merdiven ile yukarıya çıkılır. Merdivenler kulenin ortasına yapılmış beş adet ahşap sahanlıklara sonlandırılır ve oradan diğer merdiven başlar.
Bizans zamanında kulenin üzerinde bir haç vardı. 1794 yılında olşan bir yangında kulenin külahı yanmış ve daha sonra Sultan Selim zamanında tamir edildiği halde 1824’de tekrar yanmış ve Sultan Mahmud zamanında da tekrar onarılmıştır. Kulenin eski çatısı şimdikine benzemiyordu. Gerek (Melling)’in eserinde ve gerekse bundan bir yüzyıl sonra yapılmış resimlerde bu kulenin külahı Orta Çağ kuleleri gibi sivri olup kulenin dört tarafında çıkıntılı köşkler bulunduğu gösterilmektedir.
Bu kule günümüzde yangın köşklülerinin (*) yangın gözlemlemelerine ayrılmıştır. ……."
(*) Yangın Köşklüsü: Yangın kulesinde nöbet tutup, yangın olduğunda haber veren görevli.
Galata Kulesi'nin diğer bir görünümü.
Kolağası (Önyüzbaşı) Mehmed Ra'if tarafından yazılıp 1898 yılında basılmış olan
"Mirât-ı İstanbul (İstanbul'un Aynası)"kitabındaki Galata Kulesi ile ilgili bölüm
Galata Kulesi, Doğu Roma İmparatorlarından [Flavius Anastasius Augustus (I. Anastasius Dicorus)] tarafından gemilerin limana giriş ve çıkışlarını kolaylaştırmak amacıyla inşa edilen bir tür fener kulesi olması için yaptırılmıştır. İlk başlarda küçük bir kule olarak yaptırılmış olan bu yapıyı 850 yılında eski Finikeliler gibi her tarafta ticaret yerleri bulunan Cenevizliler [*] genişletmişlerdir. Sonradan mekânı cennet olsun Sultan Üçüncü Selim Ha'ın padişahlığı zamanında bazı değişiklikler yapılarak ve genişletilerek tamir edilmiştir. Üst kısmının günümüzde görülen şekle dönüştürüldüğü de bilinmektedir.
[*] Bunlar aslen (Cenovalı) olup halk arasında şekli bozularak bu hale getirilmiştir.
Galata Kulesi, kırk metre yüksekliğinde, kaba ve yüksekliğiyle genişliği uyumsuz bir yapıdır. Yapıldığı sırtın yüksekliği dikkate alınırsa zirvesi 150 metredir. Bu durumda bu kule yüz elli metrelik bir uzaklıktan denize hakimdir. İçerisinde mazgal deliklerinden başka hiç bir delik bulunmamakta, tüm çevresi yüksekliğinin üçte birinden itibâren üst üste olmak üzere iki sıra pencerelerle kaplanmıştır. Pencerelerin altısı büyük olup alt-üst, ikisi de küçük olup üst katdadır.
Kulenin beden duvarlarının üzerinde biraz içerlek olmak üzere gene kârgir olarak inşâ edilmiş bir kat vardır ve büyük bir salon hâlindedir. Burada on dört tane büyük pencere vardır. Pencerelerin genişlik ve yüksekliği içeriden az ve dışarıdan çok olduğundan ve kemeri yarım dâire şeklinde bulunduğundan gösterdiği manzara hem hoş ve hem de sempatiktir. Bu kısmın yüksekliği dört metredir. Bu kısmın üzerinde ahşap olarak yapılmış iki kat daha vardır ki bunlar, biri birinden küçük olup sekizgen şeklinde yüzeyli olup her yüzeyde bir pencere vardır. Yükseklikleri üçer metre olan bu katların en yüksek kısmına bir direk dikilmiştir. Günümüzde resmi günler ve Cuma günleri buraya Osmanlı sancağı çekildiği gibi bazen Tersâne-i Âmire ile haberleşmek için işaret gerektiğinde işaret bayrakları asılmaktadır.
Kulenin büyük boş bir silindire benzeyen içine, güney tarafında açılmış olan dar bir kapıdan girilir. Bu kapıya dışarıdan on basamaklı bir merdiven aracılığıyla çıkılır. İçeride beş adet ahşap merdiveni vardır. Bu merdivenler, kulenin sağ tarafında olup biri biri üzerine sallandırılmış bulunan sahanlıklara bağlanmıştır. Merdiven helezon (sarmal) biçimde kule içinin sadece üçte birinde çevrenir. Bu nedenle merdivenlerin birinden diğerine geçmek için sahanlıkları dolaşmak gerekir. Bu sahanlıklardın biri eksilecek olursa yukarı kat ile aşağıdaki arasındaki bağlantı tümüyle kesilir. Bu nedenle merdivenler beş kata bölünmüş olup doksan altı basamaktan oluşur. Birinci kata taş merdiven aracılığıyla çıkılır. Yangın yerini belirleyecek ve haber verecek memur olan nöbetciye ayrılan salona girmek için bir kaç ufak merdiven daha vardır. Bu salona ulaşmak için toplam olarak 141 basamak çıkmak gerekmektedir.
Yangın nöbetcisine ayrılmış olan salonun çevresi yüksekçe bir döşeme tahtasıyla çevrilmiştir. Salonun ortasında kırk basamaklı helezon bir merdiven vardır ve en üst katta son bulur. Burada eskiden Ayasofya câmisinden getirilmiş olan bir saat vardır. Tümüyle boş duran bu katın görevi, ziyaretçileri çevresi demir parmaklıkla çevrili olan koridora ulaştırmaktan ibaretdir. Ortadan yirmi bir adımlık helezon şeklinde bir merdivenle güvercinliğe benzeyen köşke ulaşılır. Ancak buraya çıkmak için nöbetçilerin izni yoktur. Çıkılsa bile rüzgarın kuvveti insanı huzursuz eder ve inmek zorunda kalınır.
İstanbul’un genel manzarası büyük salondan seyir ve izlemebilmektedir.
On dört pencere ile donatılmış bulunan bu salondan seyredilen doğanın hayret verici tablosunun bir benzeri, değil dünyada görülemediği gibi, belki hayal dahi edilemez. Saatlerce, günlerce seyre dalan gözler, her zaman bin türlü güzellik ve hârika karşısında mest olur. Muhteşem doğanın câzibesini doya doya izlemeye uygun olan bu salonun pencereleri içine birer sandalye konulmuştur ki böylece insan rahatsız olmadan çevreyi seyrederek lezzet duyar.
On dört pencereden her birinin kendine özgü manzarası ve hoşluğu vardır. ………"
Galata Kulesi. 1890 Yılları.
Vasilaki Kargodpula tarafından 1875 yılında çekilmiş bir fotograf. Büyük Hendek caddesinden Galata Kulesi'nin görünüşü.
_______________________________________________________________________________________
Mihrişan Vâlide Sultan Çeşmesi Kitâbesi
Şehzade Mustafa Çeşmesi Kitâbesi
Hacı Selim Ağa Kütüphanesi Kitâbesi
Sultan Üçüncü Selim Çeşmesi Kitabesi
Yûşâ Camisi ve Türbesinin Kitabeleri
Selimiye Kışlası Kapılarının Kitâbeleri-5
Selimiye Kışlası Kapılarının Kitâbeleri-4
Selimiye Kışlası Kapılarının Kitâbeleri-3
Selimiye Kışlası Kapılarının Kitâbeleri-2
Selimiye Kışlası Kapılarının Kitâbeleri-1
Mihrişah Valide Sultan Meydan Çeşmesi Kitâbesi
Sultan Üçüncü Mustafa (İskele) Camisi Kitabesi
Nusretiye Camisi Muvakkıthanesisi Kitabesi
Nusretiye Camisi Sebili Kitabesi
Teşvîkiye Câmi-i Avlusundaki Nişan Taşları Kitâbeleri
Miskinler Tekkesi Çeşmesi Kitâbesi
Bostancı Derbendî Namazgâhı Çeşmesi Kitâbesi
Küçük Selimiye Camii (Çiçekçi Camii) Kitâbesi
Haydarpaşa Sultan Abdülhamid Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kitâbesi
Emirgân Meydan Çeşmesi Kitâbeleri, Sadeddin Efendi Çeşmesi Kitâbesi
Karaca Ahmed Sebili ve Türbesi Kitâbesi, Rıza Paşa Çeşmesi Kitâbesi.
Hekimoğlu Ali Paşa Çeşmesi ve Kitâbesi, Ayrılık Çeşmesi Kitâbesi
Hacı Beşir Ağa Sütun Çeşmesi Kitâbesi, Zevkî Kadın Çeşmesi Kitâbesi,
Çinili Cami Cümle Kapısı, Eyüp Sultan Türbesi Dış Duvarındaki Kitâbe, Topkapı Sarayı Kubbealtı,
Başkadın Meydan Çeşmesi, Cihangir Camii, Azap Kapısı Camii Kitâbesi, Baba-Oğul Çeşmesi Kitâbesi,
Karaki Hüseyin Ağa Camii, Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Medresesi Mescidi,
Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Medresesi, Molla Aşkî Camii Kitâbesi, Mahmud Paşa Camii Kitâbesi,
Davud Paşa Camii Kitâbesi, Mahmud Paşa Camii Cümle Kapısı İki Yanındaki Kitâbeler,
Gülnûş Emetullah Vâlide Sultan Duvar Çeşmesi, Ayazma Camii Çeşmesi Mîmar Sinan Türbesi,
Bursa Tekkesi (Arpacılar) Camii Kitâbesi, Şemsi Paşa Camii Kitâbesi
Bu bölümde çeşitli Osmanlı devri kitabelerinden örnekler sunulacaktır.
Bu kitabelerin bazılarının okunuşlarını da ayrıca vermekteyiz.
Hatalı okumalarımız olursa iletişim sayfamızdaki e-posta adresinden bilgi vermenizi önemli rica ederiz. Ayrıca, kitabelerin bulunduğu Osmanlı eseri hakkında da bilgiler verilecektir. Bu sayfamızda İstanbul'un kaybolan camileri hakkında da bilgiler vermekteyiz.
© 2011-2016 | H.Veysel Güleryüz