Fotograf: H.Veysel Güleryüz
__________________________________________________________________________________
Amcazade Hüseyin Paşa Külliyesi'nin yandan görünümü.
Amcazade Hüseyin Paşa Külliyesi'nin cadde tarafından görünümü.
Amcazade Hüseyin Paşa Külliyesi Mektebi'nin cadde tarafından görünümü.
Amcazade Hüseyin Paşa Külliyesi'nin haziresi.
Amcazade Hüseyin Paşa Külliyesi'nin metruk durumdaki sebili.
Amcazade Hüseyin Paşa Külliyesi'nin cadde tarafındaki kapısı.
Amcazade Hüseyin Paşa Külliyesi'nin harap durumdaki çeşmesi.
Amcazade Hüseyin Paşa Külliyesi'nin harap durumdaki çeşmesinin kitabesi.
Amcazade Hüseyin Paşa Külliyesi mescidinin planı.
Amcazade Hüseyin Paşa Külliyesi Mescidi:
Günümüzde tamamen yokılmasa da kaderine terk edilmiş durumda olan Amcazade Hüseyin Paşa külliyesi Fatih’de Saraçhanebaşı’ndadır. Bânîsi, Köprülüzade Fazıl Ahmet Paşa'nın Amcazade oğlu Hüseyin Paşa'dır. Sadırazam olmuş ve 1702'de vefat ettiğinden mescit hazîresine gömülmüştür.
1700 yılında inşa edilmiş olan Külliye, medrese, dershane, kütüphane, mektep ve sebil'den müteşekkildir. Mescit, aynı zamanda medresenin dershanesidir ve sekiz köşeli plân üzerine tek kubbeli ve revaklıdır. Minaresi yoktur.
Kütüphanesinde bulunan 456 yazma eser Süleymaniye Kütüphanesine nakledilmiştir. Mekteb bölümünün altında dükkânlar vardır. Sebili ve Hazire parmaklıkları, gibi her bölümü klâsik üslûbda inşâ edilen değerli bir külliyedir.
Külliyenin kapısının yanındaki çeşme Şeyhülislâm Mustafa Efendi'nin hayratıdır. Bu külliye, 1958-1960 yılları arasında restore edildiyse de günümüzde harap vaziyettedir.
Öte yandan çok değerli mimârî bir eser olan ahşap Amcazade Hüseyin Paşa yalısı Kanlıca'dadır.
17- HÜSEYİN PAŞA MEDRESESİ MESCİDİ
Der kurb-ı Sarrâchâne.
Mescid-i mezkûr, medrese-i mezbûrun dershânesidir. Minaresi yokdur. Kitâbhânesi ve sebîli ve mektebi vardır. Bânîsi Hüseyin Paşa, Köpriilüzâde Fâzıl Ahmed Paşa'nın âmcazâdesi olmağla, Amucazâde denmekle ma'rûfdur. Sultân Mustafâ-yı Sânî eyyamında 1112 (1700/1701) târihinde bu hayratı itmam ediib, mescid kapusında târih böyle yazılmışdır:
Bânî-i müşârün-ileyh devr-i Sultân Mustafâ Hânî'de bu hayratın tamâmından iki sene sonra mührden ma'zûlen vefat ediib, civâr-ı hayratında defn olunmuşdur. Arif Abdülbâkî Efendi'nin bu târihi seng-i mezarında mesturdur:
Sadr-ı a 'zam sâhibü 'l-hayrât hem-nâm Hüseyin
Beş sene oldı vekîl-i pâdişâh-ı dîn-penâh
Gördi çün sıdk ü ihlâs ile gazaya azmini
Tâlib-i sulh ü salâh oldı adüvvi kîne-hân
İntikâlin gûş idüb Ârifdidi târihin
Cennet-i firdevsi Hakk ide Hüseyne cây-gâh
1114(22.09.1702)
Ve kapusında olan çeşme Şeyhü'l-islâm Mustafâ Efendi'nindir ki, ittisalinde kerîmesi medfûnedir. Mahallesi yokdur.
Vezîr-i müşârün-ileyh Köprülü Mehmed Paşa'nın biraderi Hasan Ağa’nın oğlu olub müşârün-ileyh Mehmed Paşa’nın zemân-ı devletinde şehîd-i fâzıl Kara Mustafâ Paşa'nın katline gelinceye dek, otuz seneye karîb vakti îş ü işret ve zevk ü sohbet ile güzerân edüb 1095 (1683/1684) senesinde vâki' Bec seferi hezimetinde
Bu vaz'-ı nâ-pesendden rüzgâr eyler mükâfatın•
Mukaddem itdiği küstahlık ma 'zûr olur bir gün
müfâd ınca iki tuğ ile Şehr-i Zor eyâleti verilüb, ba'de Çartak muhâfazasıyla beş seneye karîb endâhte-i sâhil-i nisyân olarak:
Mumya-yı tesliyet her kez müfid olmaz bana
Çartak iltifat-ı yârdan üftâdeyim'
mefhumunca muzdaribü'l-ahvâl iken 1101 recebinde (Nisan/Mayıs 1690) vezâret ile tevkîr ve Seddü'l-Bahîr muhâfazasıyla taltîf olunub, 1102 (1690/1691)'de İstanbul kâ'im-makâmı ve 1106 (11.05.1694)'de kapudân-ı derya olub Sakız istihlâsında hizmet-i vefîre vücûda getürmekle 1107 (1695)'de Karaman eyâletleriyle sefere me'mûr kılınmışdır. 1108 (1696/1697) Belgrad muhafızı kılınub, ba'de 1109 (18. 09.1697) Tîse vak'asında Elmas Paşa şehâdetinde mühr-i hümâyûn verilüb 1110 saferü'l-hayrında (Ağustos 1698) Belgrad pîşgâhında Nemçelü ile sulhe istihkâm verdikden sonra, 1114 (22.09.1702)'de kırk gün kadar hasta olub Silivri kurbünde çiftliginde vefat ederek hayratı civarında defn olundu.
_________________________________________________________________________________________
Bu bölümde çeşitli Osmanlı devri kitabelerinden örnekler sunulacaktır.
Bu kitabelerin bazılarının okunuşlarını da ayrıca vermekteyiz.
Hatalı okumalarımız olursa iletişim sayfamızdaki e-posta adresinden bilgi vermenizi önemli rica ederiz. Ayrıca, kitabelerin bulunduğu Osmanlı eseri hakkında da bilgiler verilecektir. Bu sayfamızda İstanbul'un kaybolan camileri hakkında da bilgiler vermekteyiz.
© 2011-2016 | H.Veysel Güleryüz