Küçük Selimiye Camii..
Selimiye külliyesinin bir parçası olarak inşâ edilen Selimiye Tekkesi, Selimiye mahallesinde, Karacaahmet Mezarlığı’nın karşısında Tıbbiye Caddesinin yanında bulunmaktadır. 1925 yılında tekkelerin kapatmasından sonra cami olarak kullanılmaya başlanılan bina, günümüzde Küçük Selimiye Camii, Çiçekçi Camii ve Çiçekçi Camii Tekkesi olarak tanınmaktadır.
Caminin Tıbbiye Caddesinden görünümü.
Bir Nakşi Bendî tekkesi olarak kullanılan Selimiye Tekkesi 1823’ten sonra harap olmuş ve Sultan İkinci Mahmud tarafından 1834-1836 yıllarında bugünkü haliyle tâmir ve ihyâ edilmiştir.
Sultan Üçüncü Selim'in bir tablosu.
Bir avlu duvarı ile çevrili olan tekke, doğuda Tıbbiye caddesi, kuzeyde Şair Nesîmî sokağı ve güneyde ise Selimiye Camii sokağı, ile çevrilidir. Tıbbiye caddesi boyunca uzanan avlu duvarı moloz taş örgülüdür. Avlu kapısı Çiçekçi otobüs durağının arkasındadır. Avlu duvarında dikdörtgen biçiminde on beş adet pencere bulunmaktadır. Avlu kapısının köşeleri kabartma rozetlerle süslü mermer çerçevelidir. Avlu kapısının üzerinde tekkenin Sultan İkinci Mahmud tarafından tâmir ve ihyâ edildiğini belirten bir kitâbe bulunmaktadır:
Caminin iç görünümü.
Kitâbenin metni Pertev Mehmed Said Paşa’ya, ta’lik hattı ise Yesârîzâde Mustafa İzzet Efendi’ye aittir.
Tekkenin arka kapısı üzerinde ise aşağıdaki tarih kitâbesi vardır:
“Ey olan muntazır-ı feth-i kilîd-i esrar
Çeşm-i bîdârını kıl halka-ı bâb-ı Behçet
Sürme-i dîtle-i Hak-bîn olıcak hâk-i deri
Göresin nettüğüni feyz-i cenâb-ı Behçet
1251 (1835-36)”
Avlu giriş kapısının solunda diğerlerinden biraz büyük olan pencere Şeyh Ali Behçet Efendi’nin kabrine açılan bir niyaz penceresidir. Bu pencerenin üzerinde ta’lik hattı ile yazılmış ve gene Yesârîzâde Mustafa İzzet Efendi’ye ait, şeyhe ithaf edilmiş manzum bir kitâbe bulunmaktadır.
Tekkenin avlusundaki hazîrede Şeyh Ali Behçet Efendi’nin haleflerine ait mezarlar bulunmaktadır. 1940’lardan sonra Üsküdar’da Zeynep Kâmil Hastahanesi’nin genişletilmesi sırasında yıktırılan, Bayramiyye’den Himmetzâde Tekkesi’nin hazîresi ve abdest teknesi Selimiye Tekkesi’nin avlusundaki hazîre-ye taşınmıştır.
Tekke, 17,5mx12m. boyutlarında dikdörtgen bir plânda inşâ edilmiştir. Duvarları sıvalıdır ve moloz taş ve tuğlayla örülmüştür. Çatısı ise kurşunla kaplanmıştır.
Caminin içinden cümle kapısına doğru görünümü.
Binaya biri kuzey ve diğeri doğu cephesindeki iki kapıdan girilmektedir.
Simetrik bir düzenlemeye sahip harimin güney duvarında eksende yarım daire planlı mihrap nişi, yanlarda ikişer pencere, batı ve doğu duvarlarında aynı boyutlarda üçer pencere bulunur. Pencereleri yuvarlak kemerlidir ve dışarıdan demir parmaklıklarla kaplanmıştır.
Caminin mermer mihrabı.
Harimin girişinin sağında ve so-lunda kare plânlı birer maksûre vardır. Kuzey doğu köşesindeki maksûre hünkâr mahfilidir. Kuzey batı köşesindeki maksûre ise müezzin mahfilidir. Bu mahfilleri çember kesitli ve ikişer ince ahşap dikme taşımaktadır.
Caminin minberi.
Barok üslûbunda inşa edilmiş olan tekkenin mihrabı ve minberi, Sultan İkinci Mahmud döneminde Ampir üslûbuna göre süslenerek “S” ve “C” kıvrımları, yapraklar ve dalgalı profillerle bezenmiştir.
Sıralı taş ve tuğladan yapılmış olan tek minare, binanın kuzey batı köşesinde bulunmaktadır. Minare kare planlı bir kaide üzerine yucarlak bir gövde ile peteğe sahiptir. Şerefeleri süslemesizdir. Minare kurşun kaplı, koni biçiminde ahşap külahlıdır.
Hünkâr köşkünün dış görünümü.
Favkânî Hünkâr Kasrı caminin kuzey doğu köşesinden dışa taşmaktadır. Ahşap duvarlı dikdörtgen biçimli pencerelere sahip olan Hünkâr Kasrı ince mermer sütunlar tarafından taşımmaktadır.
Caminin Tıbbiye caddesinden diğer bir görünümü..
Bina 1800’lü yıllarda Askerî Tıbbiye'yi bitiren askerî hekimler için bir uygulama okulu olarak kullanılmıştır. Askerî hekimler bu askerî hastahanede iki yıl staj yapmakta ve daha sonra ordudaki görevlerine gönderilmekteydiler.
1876 yılından sonra, askerî hastanelerin eczacı ihtiyacını karşılamak amacıyla bu hastanede eczacılık kursları da açılmıştır.
Dah sonraları eczacı ve cerrah tabib yetiştirmek amacıyla hastane bünyesinde 1881 yılında ayrı bir okul açılmış ve bu okuldaki kursları bitiren eczacılara "Haydarlı" ya da "Haydârî" adı verilmiştir. Diğer okullarda bu bölümlerin açılması nedeniyle 1980 yılında bu okul kapatılmıştır.
Haydarpaşa Askerî Hastanesi Birinci Dünya Savşı sırasında, özellikle Çanakkale'den gemilerle getirilen yaralıların tedavî merkezi olarak kullanılmıştır.
Daha sonraları binadaki onarım çalışmaları nedeniyle hastane, 1935-39 yılları arasında dört yıl Selimiye Kışlası'na taşınarak orada hizmet vermiştir.
1985 yılının Ekim ayında Ankara’daki Gülhane Askerî Tıp Akademisi'ne bağlanarak, Gülhane Askerî Tıp Akademisi Haydarpaşa Eğitim ve Araştırma Hastanesi adını almıştır.
15 Temmuz darbe girişiminin sonrasında hastane TC Sağlık Bakanlığına devredilerek sivil halkın nizmetine açılmış ve adı “Haydarpaşa Sultan Abdülhamid Eğitim ve Araştırma Hastanesi” olarak değiştirilmiştir.
_______________________________________________________________________________________
Haydarpaşa Sultan Abdülhamid Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kitâbesi
Emirgân Meydan Çeşmesi Kitâbeleri, Sadeddin Efendi Çeşmesi Kitâbesi
Karaca Ahmed Sebili ve Türbesi Kitâbesi, Rıza Paşa Çeşmesi Kitâbesi.
Hekimoğlu Ali Paşa Çeşmesi ve Kitâbesi, Ayrılık Çeşmesi Kitâbesi
Hacı Beşir Ağa Sütun Çeşmesi Kitâbesi, Zevkî Kadın Çeşmesi Kitâbesi,
Çinili Cami Cümle Kapısı, Eyüp Sultan Türbesi Dış Duvarındaki Kitâbe, Topkapı Sarayı Kubbealtı,
Başkadın Meydan Çeşmesi, Cihangir Camii, Azap Kapısı Camii Kitâbesi, Baba-Oğul Çeşmesi Kitâbesi,
Karaki Hüseyin Ağa Camii, Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Medresesi Mescidi,
Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Medresesi, Molla Aşkî Camii Kitâbesi, Mahmud Paşa Camii Kitâbesi,
Davud Paşa Camii Kitâbesi, Mahmud Paşa Camii Cümle Kapısı İki Yanındaki Kitâbeler,
Gülnûş Emetullah Vâlide Sultan Duvar Çeşmesi, Ayazma Camii Çeşmesi Mîmar Sinan Türbesi,
Bursa Tekkesi (Arpacılar) Camii Kitâbesi, Şemsi Paşa Camii Kitâbesi
Bu bölümde çeşitli Osmanlı devri kitabelerinden örnekler sunulacaktır.
Bu kitabelerin bazılarının okunuşlarını da ayrıca vermekteyiz.
Hatalı okumalarımız olursa iletişim sayfamızdaki e-posta adresinden bilgi vermenizi önemli rica ederiz. Ayrıca, kitabelerin bulunduğu Osmanlı eseri hakkında da bilgiler verilecektir. Bu sayfamızda İstanbul'un kaybolan camileri hakkında da bilgiler vermekteyiz.
© 2011-2016 | H.Veysel Güleryüz