kitabeler.gif

Eyüb Sultan Türbesi Dış Duvarındaki Kitâbe

eyupsultan_kitabe_1.jpg

Sağ Taraftaki Tamir Kitâbesi

Hazret-i Sultân Murâd-ı kâm-kâr
‘Ömri efzân ola dâ’îm devleti

Ol Muhammed-nâm olan kâim-makâm
Eyledi dârü’l-bekâya rıhleti

Sadr-ı a’zam olmuş idi niçe dem
Hasbetenli’llâh iderdi hıdmeti

Emri ile pâdişâh-ı ‘âlemün
Sikke tashîhine etdi himmeti

Fevtine târîh için hâtif anun
İde didi rûhuna Hak rahmeti
1035 

Eyüb Sultan Türbesi

  Eyüb Sultan Türbesi, Eyüb Sultan Camii’nin iç avlusunun içinde ve kuzey tarafında bulunmaktadır.
İstanbul’un fethi sırasında Ebâ Eyyûb el-Ensârî’nin gömülü olduğu yer belli olunca Fâtih Sultan Mehmed üzerine bir türbe ve onun kýble yönüne de bir cami yapýlmasýný emretmiştir. Böylece 1456 yýlýnda yaptýrýlan türbe birçok eklentilerle günümüze kadar en iyi şekilde gelmiştir.
Sekizgen bir plâna göre, köşeleri yarým sütunlarla takviye edilerek köfeki taşından inşâ edilen türbe, merkezî bir kubbe ile örtülmüştür. Ýlk yapýldýğý zaman, bugünkü durumundan oldukça farklý ve daha sade bir görünümü olan türbeye, Sultan Birinci Ahmed, Sultan Ýkinci Ahmed, Sultan Üçüncü Selim ve Sultan Ýkinci Mahmud çeşitli eklentiler yaptýrmýştýr. Bunun sonucu olarak, Fâtih Sultan Mehmed’in esas yapýsý kuzey ve güney yönlerindeki ek bölümler arasýnda sýkýşýp kalmýştýr.
Bugün türbeye, cami ile ortak bir avludan girilmektedir. Bu avlunun ortasýnda ise demir parmaklýklar içerisine alýnmýş, ihtiyar bir meşe ağacý dikkati çekmektedir. Söylentiye göre bu ağaç Ebâ Eyyûb el-Ensârî’nin mezarýný belirlerken Ak Şemseddin’in diktiği küçük dal parçasý imiş. Buraya dikilen ikinci dal zamanla büyümüş, gelişmiş, fakat caminin ikinci yapýmý sýrasýnda kesilmiştir. Sultan Üçüncü Selim’in yaptýrdýğý ve dört tarafýna Barok üslûpta birer çeşmenin eklendiği, bu parmaklýklı bölümde, onun Mevlevî muhibbi olduğunun işaret eden sikkeler bulunmaktadýr.
Halk arasýnda yaygýn bir inanca gore, evlenme çağýna gelip henüz kýsmeti çýkmayan kýzlar «Kýsmet Çeşmeleri» diye tanýnan bu çeşmelerden su içtikten sonar, çeşmeleri açýk býrakýrlarmýş. Böylece akan sular gibi kýsmetlerinin açýlacağý düşünülürmüş.
Sultan Birinci Ahmed zamanýna kadar ilk şekli ile gelen türbeye birtakým eklentiler yapýlmýştýr. Bu arada avluya bakan cephe Ýznik çinileri ile kaplanmýş, girişin yanýna bronz şebekeli bir hâcet penceresi açýlmýştýr. Üzerinde «Allah hû la ilâve illallah el melîk-ül Hakk-ý mübîn» yazýlý hâcet penceresinin metal korumasý ziyaretçilerin devamlý olarak el sürmelerinden dolayý pýrýl pýrýl parlamaktadýr.
Nişancý Ahmed Paşa, türbeye bitişik bir sebil yaptýrmýş, Sultan Üçüncü Selim geniş bir saçaklýk ilâve ettirmiş, giriş kapýsý üzerine de Sultan Üçüncü Ahmed zamanýnda yapýnýn esaslý onarým gördüğünü belirten Arapça bir tamir kitabesi yerleştirilmiştir.
Yuvarlak kemerli bir kapýdan türbenin sofasýna girilmektedir. Hemen girişte Sultan Birinci Ahmed’in haremağasý Şeyhülharem El-hâc Mustafa Ağa’nın mermer sandûkasý yer almaktadýr. Sofada çeşitli devirlere ait zengin çini örnekleri bir araya toplanmýştýr. Burada, onaltýncý yüzyýldan başlayarak ondokuzuncu yüzyýla kadar tarihlendirilen Ýznik ve Kütahya çinileri görülmektedir. Mavi-beyaz, fîrûze, yeşil ve mercan kýrmýzýsý renklerinde değişik kompozisyonlar bir araya getirilmiştir. Benzerlerine Topkapý Sarayý ile Yeni Cami’nin hünkâr kasrýnda rastlanan son derece güzel örneklerin yaný sýra hiçbir özelliği olmayan parçalara da rastlanmaktadýr. Burada küçük bir hücre içerisinde Sultan Birinci Mahmud’un Topkapý Sarayý’ndan gönderdiği Hz. Peygamberin ayak izi de bulunmaktadýr. Hücrenin üzerinde de 1731 tarihli tâlik yazýlý bir kitabe yerleştirilmiştir.
Sandukanýn bulunduğu yere Sofa’dan iki basamakla çýkýlmaktadýr. Önde alçak ve iki kanattan meydana gelen sedef kakmalý bir parmaklýk, bunun arkasýnda da oldukça ağýr demir kapýlar yer alýr.
Türbenin ortasýnda Ebâ Eyyûb el-Ensârî’nin sandukasý vardýr. Sanduka Sultan Üçüncü Selim’in yaptýrdýğý Barok üslûbdaki oymalý gümüş bir metal parmaklýk ile çevrelenmiştir. Bunun üzerinde de gümüş kabartma olarak Amme ve Fâtihâ sureleri ile tâlik yazýlý bir kitabe bulunmaktadýr.
Hadîkatü’l Cevâmî’de anlatýldýğýna göre; Sultan Üçüncü Selim zamanýnda, 1792 yýlýnda yapýlan tamirat sýrasýnda pirinçten türbeye, dökme pencere kapaklarý ve dökme sim kafes yapýlmýştýr. Bunlar Yesârîzâde’nin hattý ile aşağýdaki gibi yazýlmýştýr:

Alemdâr-ý kerîm şâh-ý risâlersin
Muînim ol benim dd’im bi-hakk-ý hazret-i Bârî
Selîm-i ilnâmîher dem yüz sürer bu ravza-i pâke
Şefâ’atle kerem kýl yâ Ebâ Eyyûb-i Ensârî

Sandukayý örten atlas örtüyü 1819 yýlýnda türbeyi tamir ettiren Sultan Ýkinci Mahmud hediye etmiştir. Bu örtünün üzerindeki yazýlarý da devrin ünlü üstadý Hattat Rakým Efendi ile pâdişâhýn kendisi yazmýştýr.
Sandukanýn ayakucunda mermer bilezikli bir kuyu vardýr. Bir söylentiye göre bu kuyu kabrin keşfi sýrasýnda var olan pýnara ait bulunuyormuş. Ayný zamanda üzerine de Sultan Birinci Ahmed zamanýnda, 1607’da tamir edildiğini belirten sülûs yazýlý bir kitâabe yerleştirilmiştir.
Osmanlý pâdişâhlarý türbenin içerisini kýymetli hediyelerle adetâ bir müze hâline getirmiştir. Sultan Ýbrahim sandukanýn baş ve ayakucuna büyük ölçüde gümüş şamdanlar koydurmuştur. Kandillikte asýlý değerli 36 adet buhurdan ve zemzemlik Sultan Üçüncü Ahmed’in hediyesidir. Ayrýca koyu siyah zemin üzerine altýn sýrma ile kelime-i tevhid işli on dört perde, tam anlamý ile bir sanat eseridir. Bu perdeler Ravza-i Mutahhara için yapýlmýş, fakat Birinci Dünya Savaşý’nýn başlamasýyla yerine götürülemeyerek buraya konmuştur.
Eyûb Sultan Türbesi Osmanlý yazý sanatý yönünden de üzerinde durulmasý gereken pek çok eseri ihtiva eder. Ancak kýymetli yazmalarýn bir kýsmý Evkaf Nâzýrý Hayri Efendi zamanýnda Evkaf-ý Ýslâmiyye Müzesi’nin kuruluşu sýrasýnda oraya kaldýrýlmýştýr. Bunun yaný sýra bugün de türbede değerli yazý örneklerine rastlanmaktadýr. Burada Sultan Üçüncü Ahmed’in, Sultan Ýkinci Mahmud’un ve Mustafa Ýzzet Efendi’nin çok güzel yazýlarý vardýr. Ayrýca Sultan Ýkinci Abdülhamid’in hocasý Hattat Celâleddin Efendi’nin, kabrin Ak Şemseddin tarafýndan bulunuğunu anlatan sülüs levhasý, Fâtih Sultan Mehmed’in tuğrasý da görülmeye değer eserler arasýndadýr.
Eyüp Sultan türbesi, Fatih vakfiyesi gereğince, Cuma geceleri açýk bulunur ve Kur’an okunurdu.
Diğer hayýr sahipleri de Pazartesi ve Kadir geceleri açýk bulundurularak Kur’an okutulmasýný sağlamýşlardýr. Ýşte bu nedenledir ki çevresi birçok kabir ve türbelerle donanmýş ve bu tüm Eyüp ilçesine yayýlmýştýr. Türbe 2014-2015 yılları arasındaki uzun çalışmalar sonucunda tümüyle onarılmış ve halkın ziyaretine açılmıştır.

.    _______________________________________________________________________________________

   Kitabe 17

   Kitabe 16

   Kitabe 15

   Kitabe 14

   Kitabe 13

   Kitabe 12

   Kitabe 11

   Kitabe 10

   Kitabe 9

   Kitabe 8

   Kitase 7

   Kitabe 6

   Kitabe 5   

   Kitabe 4   

   Kitabe 3

   Kitabe 2

   Kitabe 1


vg_bilgisayarda.jpg

kitabeler_kucuk.gif

Bu bölümde çeşitli Osmanlı devri kitabelerinden örnekler sunulacaktır.
Bu kitabelerin bazılarının okunuşlarını da ayrıca vermekteyiz.
Hatalı okumalarımız olursa iletişim sayfamızdaki e-posta adresinden bilgi vermenizi önemli rica ederiz. Ayrıca, kitabelerin bulunduğu Osmanlı eseri hakkında da bilgiler verilecektir. Bu sayfamızda İstanbul'un kaybolan camileri hakkında da bilgiler vermekteyiz.


© 2011-2016 | H.Veysel Güleryüz