Kervan Yolu üzerinde bir namazgâh ve çeşmesi (Melling). Kaynak:Türk Sanatı Tarihi : Prof. Dr. Celâl Esat Arseven, Maarif Vekâleti Yayınları,
Bostancı Derbendî Namazgâh'nın çeşmesi ve kıble taşı...
İstanbul - Şam - Bağdad kervan yolu üzerinde, büyük şehrin çıkış noktasındaki Bostancı Derbendî Namazgâhı, taş köprünün hemen yanı başındadır.
1831 tarihinde Sultan İkinci Mahmud tarafından çeşme ve kıble taşı ile birlikte yaptırılan bu namazgâh “Sultan İkinci Mahmud Namazgâhı”, “Bostancı Derbendî Namazgâhı” ve “Alemdağ Caddesi Namazgâhı” adlarıyla da anılmaktadır.
Bostancı, Derbendî Namazgâhı çeşmesi ve kıble taşının arkadan görünümü.
Şehre Anadolu’dan gelenlerin kontrol edildiği ve uygun görülmeyenlerin şehire alınmadığı biur tür gümrük kapısı niteliğindeki adına derbent denilen bu yerde Bostancı Köprüsü inşa edilmiş, köprünün hemen yanına da buranın bakımı ve yol güvenliği için, karakol binası da eklenilmişti. Bir dönem karakol binası olarak da kullanılan bu binanın hemen önünde Sultan İkinci Mahmud'un çeşmesi vardı.
Bostancı, Derbendî Köprüsü'nün iki ayrı görünümü.
İbrahim Hilmi Tanışık, “İstanbul Çeşmeleri” kitabında çeşme ile ilgili olarak aşağıdaki bilgiyi vermektedir:
“336/130 — Mahmut II. Çeşmesi
1247 (1831) : Bostancıda deniz kıyısında Derbent köprüsü karşısındaki namazgâha bitişik üç yalaklı ve halen mamurdur. Üzerinde Rifat’ın şu tarih beyti ile biten iki buçuk kıtalık kitâbesi ve ortada tuğra mahkuktur:
Cevherin tarih-i dilcu yazdı Rıfat bendesi
«Kıldı Han Mahmud-ı adlî çeşmeden cûdun revanı» 1247 (1831 M.)”
Solda çeşme ve sağ tarafta ise kıble taşı görülüyor.
Bu namazgâhın mihrab taşı günümüze kadar gelmiştir. Yaşlı bir çınar ağacının gölgelediği namazgâh, eski tramvay yolunun karakol binası etrafında dolanması yüzünden kesilmiştir. Bu sebeple yolun karşısında kalan namazgâhın mihrap taşı da eski yerinden sökülmüş ve dere boyuna inen yolun sağındaki set üzerine dikilmiştir. Mihrap taşı iyi bir işçilik göstermemektedir; ön yüzüne «küllemâ dahele aleyhâ zekeriyyel mihrab» yazılmış ve buna bir de kandil resmi ilâve edilmiştir. İstiridye kabuğunu andıran bir motifle süslenen mihrap taşı, barok üslûptadır. İkinci Sultan Mahmud'un H. 1247 (1831) tarihli çeşmesi ile aynı tarihte yapılmıştır.
Namazgâh çeşmesinin üzerinde Sultan Mahmud'un tuğrası ile şâir Rif'at Bey'in beş beyitlik, talik yazılı kitabesi bulunmaktadır. Ancak bu kitabenin üçüncü beytinde dikkati çeken «yeni çeşme» tâbiri de, burada daha önce bir çeşmenin bulunduğuna işaret etmektedir. Şu hâlde Bostancı namazgâhı İkinci Mahmud zamanında mihrap taşı ile birlikte yenilenmiştir.
Çeşmenin aynataşı olarak tasarlanmış kitâbe beş satırdan oluşmaktadır. Kitaâbenin üzerinde, simetrik tasarlanmış iki ay yıldızın arasında Sultan İkinci Mahmud'un tuğrası yer almaktadır. Üç lüle ve üç yalağa sahip çeşme sökülerek şimdiki yerine tek yalaklı olarak taşınmıştır. Çeşme üzerinde yer alan tarih Halil ibrahim Rif'at Bey tarafından düşülmüştür. Çeşme, 1982 yılındaki meydan düzenlemeleri esnasında eski yerinden sökülerek kıble taşının hemen yanına dikilmiştir.
Çatalçeşme Namazgâhı, Bağdat Caddesi’nin üzerinde ve Suadiye ile Bostancı arasında yer almaktadır. Namazgâh Bağdat Caddesinin yol yapımı nedeniyle ortadan kaldırılmış ve çeşmesi ise yeri değiştirilerek kaldırım üzerine yeniden yerleştirilmiştir. Namazgâhın sadece çeşmesi günümüze gelebildiğinden aşağıda çeşme ile ilgili bilgi verilecektir.
Kadıköy Belediyesi'nin "Kadıköy'ün Aynaları, Kadıköy'ün Çeşmeleri" kitabındaki Çatalçeşme Çeşmesi tablosu.
Çatalçeşme namazgâhı çeşmesi Kadıköy’ün bilinen en eski çemesi olup İstanbul’daki diğer çeşmelerin de en eskilerinden birisidir. Namazgâh, 1550 yılında yapılmıştır. Bânîsi belirsizdir. 316 ada 122 parselde bulunan çeşme İstanbul Büyük Şehir Belediyesi’nin mülkiyetindedir. İbrahim Hilmi Tanışık “İstanbul Çeşmeleri” ismli kitabının ikinci cildinden bu çeşmeyi “İhsan Bey Meydan Çeşmesi” ismiyle vermiştir. Ancak kitâbede geçen “İhsan” ifadesi, şair tarafından çeşmeyi yaptıranın adına işâret etsin diye değil, sadece kelime anlamıyla kullanılmıştır. Çeşmenin bânîsi belli değildir. Üç yüzlü olmasından dolayı Çatal Çeşme olarak adlandırılır.
Çatalçeşme namazgâhı çeşmesi.
İbrahim Hilmi Tanışık’ın kitabında çeşme ile ilgili olarak aşağıdaki bilgi bulunmaktadır:
“355/149 —• İhsan Bey Meydan Çeşmesi
1282 (1866) : Bostancı - Suadiye yolu üzerinde, muattaldır. Türk klâsik mimari üslûbunda kesme taştan yapılmıştır. Üstü çatısızdır. İki yanında birer küçük, cephesinde bir büyük üç çeşmeden ibarettir. Lülelidir. Bir kıtalık kitabesinin son mısraında bazı kelimeler kırılmış olduğundan tarihi belirsizdir. Yalnız ilk banisinin adı bu mısrada sarih olarak okunuyor. İkinci bir kitabe tamire aittir:
Hace Mahtume Hanımın cariyesi
Hace Narkerap kalfanın hayratıdır
1282 (1866 M.)”
Çeşmenin diğer bir görünümü.
İstanbul namazgâhları ve çeşmelerinin büyük bir bolümünün yerinin değiştirilmesine veya yok olmasına neden olan yol genişletme çalışmaları, bu çeşmeyi de yerinden etmiştir. Çeşmenin yer değişikliği bilgisine, çeşmenin sökülmesine tanık olan Semâvî Eyice’nin yazılarından öğrenmekteyiz. Eyice, sonradan “İstanbul Araştırmaları Enstitüsü”ne yerdiği kütüphanesinde bulunan Tanışık’ın “İstanbul Çeşmeleri” kitabında Çatal Çeşme’nin tanıtıldığı sayfaya el yazısıyla aşağıdaki bilgiyi not etmiştir:
Çeşmenin sağ tarafındaki hayvan yalağı ve çeşmesi.
“1946 sonbaharında sökülerek geri alınmış ve 1947 yazında restore edilmiştir. Çeşmenin mermer aksamı Bizans devrine ait parçalardır.”
Semavi Eyice bu bilgiyi İslam Ansiklopedisi için yazdığı “Çatal Çeşmeler” maddesinde doğrulamaktadır. Ayrıca “Tarih Dergisi”nin 9. Cildinde yer alan İstanbul-Şam-Bağdat yolu üzerindeki eserleri anlattığı makalesinde de çeşmenin sökülüşü sırasında not ettiği bilgiler de aşağıdadır:
“... 1947’deki geri alınma ameliyesi sırasında bu mermerler söküldüğünde hepsinin Bizans devrine ait işlenmiş parçalar olduğu görülmüştür. Öndeki ve soldaki yalaklar aslında Bizans lahitleridir. Çeşme 3 metre genişliğinde ve 3,60 metre yüksekliğindedir. Ön cephesinde sivri bir kemerin içinde 0,55 metre derinliğinde bir nişi vardır. 1,30 metre enindeki yan cephelerinde ise sivri kemenli birer ayna taşına sahip yan çeşmeleri ve bunların altlarında hayvanlara mahsus yalakları vardır. Üç oluklu bir çeşme (adı da bundan gelemtedir) nümunesi olarak Çatal Çeşme çok dikkat çekici bir eserdir....” demektedir
Çeşmenin sol yanındaki hayvan yalağı ve çeşmesi.
Semavi Eyice’nin sözünü ettiği, kadırga çizimi ve diğerleri günümüze ulaşamamıştır. Bunun en önemli nedeni cephe temizlikleri sırasında uygulanan yanlış yöntemlerdir.
Çeşmenin Mîmârîsi
Üç yüzlü bir menzil çeşmesidir. Klasik üslupta olup, küfeki taşından inşa edilmiştir. Çeşmenin mermer parçaları Bizans döneminden devşirme parçalardır. Yalaklar biri ön yüzde ve diğer ikisi ise sağ ve sol yüzlerdedir. Yan yüzlerdeki yalaklar, hayvanların kullanımı içindir. Ayna taşının sağında ve solunda birer tas koyma oyuğu vardır. Çeşmenin sivri kemeri kabarayla sonlandırılmıştır.
(Gelecek yazı: İstanbul'un Namazgâhları-5
________________________________________________________________________________________
Eb-ced Hesabı ve Tarih Düşürme
Tarihte İstanbul Depremleri (Bölüm 3)
Tarihte İstanbul Depremleri (Bölüm 2)
Tarihte İstanbul Depremleri (Bölüm 1)
Elektronik Dünyazı Yazıları için aşağıdaki linklere tıklayabilirsiniz.
Sitemizde yer alan "Elektronik Böcek" yazısını görüntülemek için buraya tıklayın.
Sitemizde yer alan "Sivrisinek Kovucu" yazısını görüntülemek için buraya tıklayın.
Sitemizde yer alan "LED Süsleri" yazısını görüntülemek için buraya tıklayın.
Sitemizde yer ayan "LED'lerle İki Devre" yazısını görüntülemek için buraya tıklayın.
Sitemizde yer ayan "LED'li Göstergeler" yazısını görüntülemek için buraya tıklayın.
©2011- 2016 | H.Veysel Güleryüz
Bu bölüm çeşitli tarihi konulara yer verilecektir. İlk olarak zaman içerisinde bütün İstanbul'daki tarihi eserlin tahrib olmasına sebep olan "İstanbul Depremleri" yazısı verilmektedir.
© 2011-2016 | H.Veysel Güleryüz